4 Ekim 2009 Pazar

Ekranlar Ramazanlaşırken

Beklentimiz yüksek olmazdı ‘Ramazan ayı’ gelince ekranlardan. Çok da alışmıştık aslında “Oruç bu sene yine Ramazan’a denk geldi” diye haber yapmalarına. Ve ekranlarda endam eden Ramazan şarlatanlarına. Olmadık bir olayı oruç tutanlarla tutmayanlar arasında problemmiş gibi sunmalarına...

Ramazan ayı boyunca oruç tutanlar ile tutmayanlar arasında ne görsel medyada ne de yazılı medyada aykırı bir haber gördüm... “Demek ki olabiliyormuş” demişti birkaç gün öncesinde okuduğum Zaman gazetesi yazarı Ekrem Dumanlı Bey.

Ramazan ayı gelince önceden gazeteler ekleriyle ve verdikleri hediyelerle sahte bir tebessüm gibi “Bakın biz de Ramazanlaştık” izlenimi vermeye çalışırlardı. Aslında neyin ne olduğunu herkes biliyordu da, bir bu sahteliği düşünenler mi akıl edemiyordu, şimdilik bu melese konumuz dışı.Televizyon ekranlarının istisnaları dışında ‘Ramazanlaştığını’ müşahede ediyoruz.

Tüm yayınların ‘Ramazan-ı Şerifi’ yansıtır şeklinde olmasını beklemek şimdilik hayalden öte olmasa da, televizyon yapımcılarının belirli konulardaki gayretleri, takdire şayan bir durum arzetmekte.İzlediğimiz ve takip edebildiğimiz kadarıyla bu yıl ‘Ramazan ekranı’ dolu dolu geçmekte.

Televizyon kanallarının, programcılarını hem iftar, hem de sahur için titizlikle seçtiklerini görmekteyiz. Titizlikle seçilen programcıların da konu ve konuk seçmede aynı hassasiyeti gösterdiklerini dikkatle izlemekteyiz.Bu konularda kanalları isim isim saymanın bir anlamı olmadığı kanaati hakim bende. Kumandalarımızla kanalları iftara ve ya sahura yakın vakitte hafifçe “zaping” yaptığınızda, resmini kaba hatlarıyla çizmeye çalıştıklarımı rahatlıkla görebilmekteyiz. Bu seneki “Ramazan ekranında” ele alınması gereken konu “samimiyet” olsa gerektir diye düşünüyorum. Çünkü programlar çok içten geliyor bizlere. Takip edebildiğim programlarda hep bu samimiyeti gördüğümü söyleyebilirim. Tabi ki tüm kanalları bu çerçevede değerlendirmiyorum. Her şey tozpembe değil elbette.

Olayın sahteciliğine kaçanlar da yok değil hani. Biz o sahteciliğe de kabulüz. Yeter ki, aktarılmaya çalışan bilgiler doğru ve doyurucu olsun. Ramazan ayı gelmiş ve geçiyor olmasına karşın ekranlarında ‘Ramazan-ı Şerif’ ile alakalı tek bir yapım dahi göremediklerimize ne demeli...Farklılığı bu oldu bu seneki programların. Samimi ile yapmacılığın kalın hatları ile ortaya çıkması. Önümüzdeki senelerde de ya bu çizgi daha da kalınlaşacak, ya da yapmacık olduğunu düşündüğümüz programlara sahip kanalların takip edeceği ikinci yolunda iki ayrımı var. Sahtece gördüğümüz programlar samimileşecek veyahut hiç bu tarz program yayınlamayanlar gibi yayınlamama konusunda samimi olacaklar.

Samimiyetle alakalı ölçümüze gelince, izlediğimiz programın bizi ekrana bağlaması olsa gerek. Kimi zamanda programı sunanın anlattıklarıyla döktüğümüz gözyaşı...Bir kutlu mevsim daha geçti gidiyor ömrümüzden aheste aheste. Kıymet-i harbiyesi ne kadar bilinmiş ola ki bizlerce... Televizyon kanalları bize dolu dolu bir Ramazan-ı Şerif yaşatmaya çalıştılar. Dünya ‘ramazanlaşırken’ televizyon kanallarının da bundan geri kalmaması ne kadar güzel…

Nice Ramazanlara...

www.samanyolufanları.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder